Değişime çoğu zaman kapalı, hala
gelenekçi olan toplumumuza geldiğimizde ise çok farklıbir tablo ile
karşılaşıyoruz. Hala babadan kalma usullerle iş yapan, hala“annesinin
margarinini kullanan”, yapısını tamamen duygusal ilişkilerle kurmuşbirçok
şirket görüyoruz.
Bu firmaları içerden bir gözlemlediğimizde ise bazen üretim müdürü, bazen finans müdürü, bazen ar-ge elemanı, bazen muhasebeci, bazen insan kaynakları sorumlusu gibi çalışan yorgun yöneticiler ve motivasyonu düşük, huzursuz bir şekilde bir oraya bir buraya koşuşturan insanlar gözlemliyoruz.
PEKİ NEDİR BURADAKİ SIKINTI? KURUMSALLIK!!!
KURUMSALLIK!!! KURUMSALLIK!!!
PEKİ NEDİR KURUMSALLAŞMAK ve BUNU
NASIL YAPACAKSINIZ?
Kurumsallaşma deyince şirket yönetiminin
profesyonellere devredilmesi anlaşılmamalıdır. Hatta Şirket
kurumsallaşırken aile bireyleri kendileri de bu kurumsallaşmaya ayak uydurabilirlerse
profesyoneller gibi görev alabilirler. Peki nedir kurumsallaşma? Kurumsallaşma,
en yalın anlatımla, konu ne olursa olsun her türlü etkileşim ve iletişimde
belirli kuralların hakim olmasıdır. Diğer bir deyişle
- İş ile iş, İş ile insan ve İnsan
ile insan arasındaki
her türlü ilişkinin tanımlanması ve bunlara düzen getirilmesi olarak
görmek mümkündür.
Kısacası Kurumsallaşma, İnsan-iş-teknoloji faktörlerini
birleştiren, entegre eden bir sistemdir.
Nasıl gerçekleşir KURUMSALLAŞMA ve
ADIMLARI NELERDİR?
- Önce hala hazırda bir kalite belgeniz yoksa
yani süreçlerinizi standart ve yazılı bir hale henüz getirmemiş iseniz
önce bir ISO belgesine (Kısaca: Yaptığını yaz, Yazdığını yap J ) sahip olmanız ve bu yolda adım atmanız
gerekmektedir.
- Re-organizasyon çalışması ile kurum içindeki
işleyişin minimum efor ve zaman alacak şekilde yenilenmesi, elden geçmesi
gerekmektedir.
- İş analizi ve görev tanımı çalışmasının yapılması
- Yönetmelik ve prosedürlerin hazırlanması
- Ücretler arasında dengeyi sağlayacak bir
ücret politikasının belirlenmesi
- Performans değerlendirme sisteminin
oturtulması
- Kısaca IK departmanının kurulması, temel
stratejilerinin ve yönetmeliklerinin yazılması / belirlenmesi
gerekmektedir.
- Diğer önemli bir adım Bilgi İşlem Departmanın
kurulması ya da olayın sorumlusunun belirlenmesi ve yine “bilişim, iletişim teknolojileri
stratejilerinin” net bir şekilde tanımlanmasıdır.
- Yani teknolojiyi bir kaldıraç kuvveti olarak
kullanabilmek için doğru yerde, doğru şekilde, doğru teknolojinin
(yazılım, donanım vs.) kullanılması gerekmektedir.
- Sonrasında kurum içinde çalışanların
yetkinliğini arttıracak, kurum kültürünün ve teknolojik kültürün
yerleşmesine katkıda bulunacak eğitimlerin planlanması ise diğer önemli
bir adımdır.
Peki
bunun sonunda NE DEĞİŞİYOR?
- Uluslar arası standartlarda, dinamik / esnek,
küresel / global bir şirket haine geliyorsunuz.
- Kurumunuz içerisindeki tüm süreç ve
organizasyonel ilişkiler, yapısal hale geliyor.
- Kurum içi bilgi entegrasyonu sağlanıyor.
Dolayısıyla reel ve doğru bilgiye, anlık ulaşabilir oluyorsunuz.
- Zamanınızı daha etkin bir şekilde
yönetebilmeye başlıyorsunuz.
- Stratejik hedeflerinizi ve operasyonel planlarınızı
aldığınız anlık raporlarla, gerçek veriler ışığında kolaylıkla
belirleyebiliyorsunuz.
- Patronlar / Yöneticiler olarak rutin işlerden
kendinizi sıyırıp, iş geliştirmeye, yeni pazarlar yaratmaya, ar-ge’ye,
yeni yatırımlara zaman ve enerji ayırmaya / vermeye fırsat buluyorsunuz.
Yani iş yaşamı kaliteniz ve veriminiz artıyor. Huzurlu ve üretken bir
yaşamınız oluyor.
Bir danışman ve aynı zamanda yıllarını bilişim sektörüne vermiş bir kişi
olarak bilişim & iletişim stratejilerinin, çözümlerinin önemini
vurgulamadan da geçemeyeceğim. Tabi burada şirketlerin teknolojiyi bir amaç
olarak değil, bir araç olarak düşünmesi gerekmektedir. Yani bizi dinamik ve
esnek kılacak, uluslar arası standartlara ve iş yapma disiplinine taşıyacak bir
araç. Yani bir çeşit kaldıraç kuvveti.
Yalnız ne yazık ki birçok yönetici tarafından bu dünya bilinmezdir ve
korkutucudur. O yüzden de uzak durmakta ve babadan kalma usullerle
çalışmaktalar. Hala DOS modundaki muhasebe programları ile, Excel ile
hazırlanan tablolarla, raporlarla milyon dolarlık, birkaç yüz kişilik, uluslar
arası iş yapan firmalarını yönetmekteler. Her ne kadar “Teknolojiyi kullanıyoruz, bakın bilgisayarımız da var, yazılımımız da”
deseler de, bu çözümler artık yeterli değildir. Çünkü entegre değildir. Yani
kurum içinde bilgi dolaşmamaktadır. Yani satın alma departmanının verileri
üretim ile, üretim departmanının verileri, finansla, finansınkiler bütçe ile
vb. entegre değildir.
Bu durumda bilginin, verinin yönetimi, entegrasyonu büyük önem
kazanmaktadır. Dolayısıyla günümüzde işletmelerin ve ulusal ekonomilerin
başarılı olabilmeleri, büyük ölçüde bilgiyi yaratmada, kullanmada ve bilgiden
yararlanmada ne ölçüde başarılı olduklarına bağlıdır.
Bilgi yönetimi, işletmelerin ve ulusal ekonomilerin mevcut ve potansiyel
rakiplerine kıyasla rekabet güçlerini artırmak ve sürdürmek için gerekli olan
bir süreçtir.
Bilgi yönetimi, bilginin paylaşılması ve
kullanımını hızlandırmak ve artırmak için kişiler ve organizasyonel kültür
üzerinde önemle durur; bilgiyi bulmak, yaratmak, elde etmek ve paylaşmak için
yöntemler veya süreçlere önem verir ve bilginin depolanması ve erişilebilir bir
hale getirilmesi ile farklı mekanlarda olan kişilerin birlikte çalışabilmesi
için teknolojiye odaklanır.
İşte tam bu noktada özellikle üretim yapan şirketler için ERP (Kurumsal
Kaynak Planlaması) çözümleri kurumu bu organizasyonel ve teknolojik kültüre
taşır.
Günümüzde ERP artık bir kurumun yaptığı işin bütününü yansıtan bir kavram
olarak kullanılır. Diğer bir deyişle ERP bir kurumun tüm bileşenlerinin bir
bütün olarak görülmesine, süreçlerin anlık takibine, her türlü raporun anlık
üretilmesine, stratejik kararların çok daha kolay alınmasına imkan verir. ERP,
bir kurumun kendi iç süreçlerini bütünleşik bir yapıda gerçekleştirmeye imkan
tanırken, işin kurum sınırları dışına taşan kısmının da desteklenmesini sağlar.
Bu iki süreci birleştiren ERP çözümlerinin genel karakteristikleri şöyle
özetlenebilir:
•
ERP uygulamaları, iş süreçlerini adresler.
•
ERP uygulamaları modüler yapıdadır.
•
ERP uygulamaları entegredir.
•
ERP uygulamaları kurumların sınırlarını aşar,
müşterilerine, iş ortaklarına ve tedarikçilerine kadar uzanır.
•
Uçtan uca bir ERP çözümü, kurumun tüm iş
fonksiyonlarını destekler.
Günümüzde
şirketler için maliyetlerin etkin biçimde yönetimi son derece önemlidir. Her
geçen gün farklılığı azalan ürün ve hizmetlerin getirdiği rekabet, şirketlerin
bir diğer önemli sıkıntısıdır.
Her ne kadar orta ölçekli kurumlar bu tür çözümleri hayata geçirmekte büyük
ölçekli kurumlardan biraz daha yavaş olsa da ERP tüm bu sorunlara çözüm
getirmektedir.
Fakat bir kez daha hatırlatmakta yarar
var. Doğru
teknolojinin, doğru yerde, doğru şekilde ve doğru zamanda kullanılması
gerekmektedir.
Dr.Gülay SAVAŞ
Dr.Gülay SAVAŞ