“ - ERP Pazarı, dünya genelinde belirli bir kullanım yaygınlığına ulaşmış durumda, Türkiye’de şirketlerdeki ERP kullanımı ise halen beklenen, hayal edilen düzeylerde değil.”
Türkiye’de henüz büyük şirketlerin
tamamı ERP kullanmıyor, kobiler’de kullanım oranı daha düşük ve küçük ölçekliler firmalarda ise nadiren ERP
kullanan firmalara raslayabiliyoruz.
Türkiye’nin dünya ekonomisi ile entegrasyonunun
2 000’li yılların başına kadar sınırlı
kalması, henüz endüstri topluluğu yolculuğumuzun başlarında olmamız,
Türkiye’deki mevcut dış kaynaklı sermayenin azlığı, firmaların Kurumsal İş
Çözümlerine kanalize ettikleri finansal kaynaklarının sınırlı olması, ERP
sistemlerinin Türkiye’de yaygınlaşmasını
yavaşlatmış ve geciktirmiştir. Bu koşullara rağmen, Yurtiçi ve Yurtdışı
kaynaklı olarak, ERP çözümlerinin firmalara sağladığı katkılar ve alınan
sonuçların duyulması ile son yıllarda Türkiye’de ERP kullanımının gelişimi
hızlanmıştır.
Henüz doygunluğa ulaşmayan bu pazardaki , yerli ve yabancı bir çok üreticinin Pazar araştırmalarına bakışlarını, pazar payları ile ilgili düşüncelerini paylaşacakları, bilgi alış verişinde bulunacakları ERP Pazarı Çalışma Grubu duyurusu Ekim ayı içinde yapılmıştı. Çalışma grubundaki komite üyelerinden IAS Group CEO ve IAS Türkiye Genel Müdürü Behiç Ferhatoğlu, ABAS Türkiye Genel Müdürü Burhan Oralp ve SAP Eski Genel Müdürü Cem Yeker in Pazar Araştırmaları ile ilgili düşüncelerini sizlerle paylaşıyoruz.
IAS Group CEO ve IAS Türkiye Genel Müdürü,
Behiç Ferhatoğlu
Biz, ERP
konusunda pazar araştırması yapabilmek için önce pazardaki yazılımların
sınıflandırmasının doğru olarak yapılması gerektiğini düşünüyoruz. ERP, ticari
paket, muhasebe yazılımı, sektöre özgü yazılım, işletmelerin kendi
geliştirdikleri yazılımlar, sadece belirli iş süreçlerini kapsayan
yazılımlar gibi çok sayıda kavram var kurumsal yazılım pazarında.
Örnekleri
çoğaltmak mümkün. Bu kavramları ve dolayısı ile pazardaki ürünleri birbirinden
ayırt etmek için kabul görmüş bir otorite yada sertifikasyon da
olmadığından dolayı durum daha da karışık bir hal alıyor. Yazılım
şirketleri bu kavramları ticari amaçları doğrultusunda sahipleniyor.
Temelde
böyle bir durum varken, pazardaki yazılımları çok iyi tanımayan pazar
araştırma şirketlerinin daha çok ciro temelli olan ve beyana yada tahmine
dayalı yaptıkları araştırmalar doğal olarak birbirinden çok farklı ve gerçekçi
olmayan sonuçlar ortaya koyuyor.
Mevcut
durumdan en fazla zarar gören ise elbette işletmelerindeki süreçleri takip edip
yönetmek için yazılım arayan firmalar. Yaşanan karmaşa hatalı kararların
verilmesine sebep olabiliyor.
Biz bu
konuda gerekli sınıflandırma yapılmadan sağlıklı bir şekilde ERP Pazar
araştırması yapılabileceğini düşünmüyoruz.
ABAS Türkiye Genel Müdürü, Burhan Oralp
ERP
pazarını net anlayabilmek için öncelikle ERP yazılımı tarifinin doğru yapılması
gerekir. Maalesef sadece stok-cari-muhasebe entegre çalışan yazılımların ERP
olarak adlandıran yazılımevleri ve/veya kullanıcılar halen bulunmakta, tüketici
yanlış yönlendirilmektedir.
Pazarın
büyük kısmı tabiidirki büyük montanlı satışlar teşkil eder. Dolayısıyla,
belirli ciroya ulaşmış firmaları örnek havuz (sample) olarak tercih edilip, ERP
dağılımı belirlenmesi halinde; pazarın mali açıdan dağılımı gerçeğe yakın
sonuçlara ulaştıracaktır.
Bu nedenle; ISO ve TİM'in listelerinde ilk
1000'e girenlerle bu çalışma yapılabilir.
SAP Eski Genel Müdürü, Cem Yeker
Pazar
araştırmasında ERP kavramından ziyade EAS yani Enterprise Application Software
kavramına odaklanmak gerektiğine inanıyorum.
Geçtiğimiz
yıllarda “yazılım üreticisi” firmaların rakkamlarını ele alarak yapılan Pazar araştırmaları
ne yazık ki tüm pazarı yansıtamamaktadır. Bunun başlıca nedenleri:
- Sistem Entegratörleri ve kurumların (özellikle Banka sektöründe ve Kamu sektöründe) yaptıkları “geliştirmelerin” bu araştırmada yer almaması;
- Tüm üretici firmaların rakkamlarını bu araştırmaya vermemesi;
- Genelde istenilen rakkamların “Bakım” dahil rakkamlar olması ve
yeni satışlar/bakım ayrıştırmasını tahmini olarak yapılması.
Tüm EAS
harcamalarını GSMH’ya oranladığımızda endüstrileşmiş batı ülkelerinde 0,50%
olarak kabul edilen oranın ülkemizde bunun çok çok altında kaldığını görüyoruz.
Bunun nedeni , Türkiye’nin EAS pazarı olarak “gelişmekte” olan bir ülke
konumunda olması ve doğal olarak
ağırlıklı bir “Donanım” pazarı olmasıdır. Yani ülkemiz bir transformasyon
süreci içerisinde olup, EAS pazarının ve “Katma Değerli Servislerin” önümüzdeki
yıllarda yüksek bir pazar potensiyaline sahiptir.
Bu iki
noktadan hareketle Pazar araştırması yaparken “potensiyel” pazarın
makroekonomik anlamda yaklaşık olarak bulunması ki, ben şahsen bu pazarın
“Bakım Gelirleri” dahil edilmeden 150 – 200 milyon USD civarında tahmin
ediyorum, sonrasında bağımsız bir kuruluş tarafından Sistem entegratörleri de
dahil edilerek sağlamasının yapılmasının
en doğrusu olduğunu düşünüyorum. Bu
durum ayrı bir kalem olarak ve “Geliştirmeler” adı altında bu araştırmada
kesinlikle yer almalıdır, çünkü bu geliştirmeler “iş ihtiyaçları” nedeniyle
yapılmakta ve kesinlikle EAS için bir potensiyal teşkil etmektedir.
Ayrıca
“Bakım” gelirlerinin bu araştırmaya herhalikarda dahil edilmesi gerekiyorsa,
kesinlikle ayrı bir kalem olarak yer alması daha doğru olacaktır. Zira, müşteri
kitlesi yüksek olan üreticilerin doğal olarak ta bakım gelirleri yüksek
olacaktır, fakat bu pazar konusunda bir fikir verememektedir. Ayrıca üretici firmalar
farklı Bakım yüzdeleri uygulamakta, bazıları “Katma Değerli Servisler” adı
altında verdikleri hizmetlerin içinde Bakım ücreti almaktadırlar.
Bunun
dışındaki en önemli konu “sektörel” olarak harcamaların belirlenmesidir. Burada
özellikle “geliştirmelerin” hangi sektörlerde ağırlıklı olarak yapıldığı, ne
tip sektörel çözümlerin pazar tarafından istendiği gibi önemli bilgiler
karşımıza çıkıyor olacaktır.
Sonuç olarak
bu şekilde EAS pazarını değerlendirdiğimizde ne kadar yüksek bir potensiyel
olduğunu gördüğümüzde şaşıracağımız bir rakkamla karşılacağımız, “standart
paket yazılım” olarak adlandırdığımız bölümün ne kadar yüksek bir pazar
potensiyaline sahip olduğunu ve hangi sektörlerin neye ihtiyacı olduğunu
göreceğimiz bir araştırma ortaya çıkacaktır.