ERP Komitesi, son derece önemli bir boşluğu çok doğru bir şekilde dolduruyor.

9 Nisan Perşembe günü düzenlenen ERP Komitesinin 3. yaş günü kutlamasının ardından Elit Çikolata Genel Müdürü Yardımcısı Sn. Halil Güngörmüş ’ün düşünce ve yorumlarını yayınlıyoruz. 

20 yıllık profesyonel hayatım boyunca, çalıştığım şirketlerde hep “her şeyin ortasındaki operasyoncu” rolünü oynamak düştü şansıma. Bitmiş ürün stoğunu yönetebilmek için satışın gösterdiği ve göstermeyi düşündüğü performansı bilmek zorundaydım. Yarı mamül stoğunu yönetebilmek için kapasite planlama yapmam gerekti. Doğru ürün maliyetlerini hesaplayabilmek için, hem satın alma bilgilerine, hem de operasyon verilerine ihtiyaç duydum. Makine verimliliklerini hesaplamak için kayıtlar lazımdı.

Herhangi bir üretim şirketini doğru yönetebilmek birçok veri lazım.  Daha da önemlisi, bu verilerin tek bir sistemde ve birbiriyle ilişkilendirilebilir yapıda olması lazım. Bugüne kadar dört farklı sektörde çalıştım, hepsinin ürettiği ürünler farklıydı, ama en tepedeki “iş soruları” hep aynıydı: Ürün bazında maliyetim ne, kanal bazında karlılığım ne kadar, hangi müşterilerden para kazanıyorum, hangi ürünler karlı değil, makinelerdeki verimliliğim ne, düşük verimli çalışıyorsa sebepleri ne, gereksiz ürün stoğu taşıyor muyum, müşteri taleplerine yeterince hızlı tepki verebiliyor muyum, gereksiz ham madde veya ambalaj stoğu tutuyor muyum, vs vs

Her işletmedeki, birbirinden ayrık gibi duran her departman, her bölüm, birbirini tetikler. En tepede hepsini doğru yönetebilmenin tek yolu, doğru iş süreçleri kurgulamak, bunları doğru şekilde kayıt altına alabilmek ve doğru şekilde raporlayabilmekten geçiyor. Aksi taktirde işletmeyi yönettiğinizi zannedersiniz, ama göremediğiniz bir çok kaybınız vardır, ve farkında bile değilsinizdir. İşletme içerisindeki her hareket, satış faturası, satın alma faturası, taşınan stoklar, lojistik faturaları, makinelerin çalıştığı veya boş kaldığı zamanlar, hepsi aslında bir çeşit “paradır”. Bu yüzden işletmelerin bu süreçleri kayıt altına almamak gibi bir lüksleri kesinlikle yok.

Bütün bunları doğru yönetebilmek için, süreçlerinizle uyumlu çalışan bir ERP sistemine ve bunu raporlayan bir iş analitiği / iş zekası altyapısına ihtiyaç var. Bu ikisi olmadan bir işletmeyi yönetmek, sadece yönettiğini zannetmek olabilir ancak.

ERP’lerin tüm süreçleri kayıt altına alabilme yeteneği, aynı zamanda ERP projelerinin en büyük zaafı. Hem bütün süreçleri, hem de bu süreçlerin sistemdeki karşılıklarını doğru tasarlamanız lazım. Bu da, hem iş tarafında, hem de ERP yazılımı tarafında aynı dili konuşabilecek birilerinin olmasını gerektiriyor. Veya her iki tarafın da ne dediğini “doğru anlayabilecek” birileri lazım. En büyük sorun genellikle burada çıkıyor. Aynı masada aynı şeyi konuştuğunu zannederek, tamamen farklı şeylerden bahseden “iş” ve “IT” ekipleri gördüm. Bu ikisini doğru konuşturabilmek, başarı için çok önemli.

Şanslıyım, çalıştığım şirketlerde hem “iş” tarafında, hem de “IT” tarafında olabildim. Bugün çalıştığım şirkette, son 4-5 yıllık satışların analizini, önümüzdeki birkaç ayın satış tahminini, taşıdığımız tüm stokları, üretimin durumunu, bütçelerin neresinde olduğumuzu, karlılık ve maliyetleri görüp, bu bilgileri stratejik, taktiksel veya operasyonel kararlarda kullanabiliyorsak, bunu doğru tasarlanmış ERP sistemine, bu sistemi düzgün kullanan departmanlara ve iş analitiğine borçluyuz.


ERP üreticileri ile bu sistemleri kullanacak olan işletmelerin arasında büyük bir boşluk var. Bu boşluğu dolduracak, hem süreçleri hem de ERP’lerin çalışma mantığını örtüştürebilecek çözüm danışmanlarına ihtiyaç var. ERP komitesinin yaptığı çalışmaları ve gayretini, bu anlamda çok önemli ve kıymetli buluyorum. Hem ERP üreticilerini, hem danışmanları, hem de işletmeleri bir araya getiren bu platform, son derece önemli bir boşluğu çok doğru bir şekilde dolduruyor. Kar amacı gütmeden 3. yılını doldurmayı başarmış bu platformu gönülden tebrik ediyorum.


Daha nice yıllara...